9 Ay Stajyerlik = Masa Başı Amelesi = Ucuz İşgücü

Staj aramak, bulmak ne kadar zormuş! Daha önce bir postumda L’Oreal ‘deki staj görüşmemden bahsetmiştim (https://mehmettekn.wordpress.com/2011/04/26/modern-kolelik/). Bu defa da eleştiri oklarımı Nestlé‘ye yönlendiriyorum. Nestlé‘nin staj ilanları hala kariyer.net’de online. 2-3 aydır ilanlar orada. Bu yüzden çok fazla başvuru aldıklarını düşünüyorum. kariyer.net’den başvuru yaptım çok önce. Ama geri dönüş olmadı. Neyse, daha sonra bir arkadaşımın akrabası aracılığıyla (read: torpil) bir daha başvurdum.

Bu başvuru nihayet sonuç verdi. Nihayet, bu hafta telefonla aradılar beni. Nestlé ile olan tecrübem, Loreal’den de fena. Bu defa telefon görüşmesini dahi geçemedim.

Zaten arkadaşımın akrabası uzun dönem staj arandığını, ama yine de bizi distribütörlerindeki pozisyonlar için arayacaklarını söylemişti. Yani Nestlé’nin Türkiye genel merkezinde staj yapmak için 3. veya 4. sınıf olup 9 ay kadar part-time çalışmak gerekiyormuş. Öyle dedi, Enişte bey. Ben de bu yüzden umudu kesmiştim, telefon dahi beklemiyordum.

Gelelim bu bahse konu telefon konuşmasına. Yine bir bayan sesi var karşımda. Güzel bir ses tonuyla Nestle’de benim için uygun bir pozisyon olduğunu söylüyor. Ben de ister istemez biraz heyecanlandım. Nedir bu pozisyon diye merak ediyorum. Önce pozisyonun distribütörlerinde olduğunu söyledi (distribütör: Nestlé‘nin – misal – İst. Avrupa yaka dağıtıcısı). Pozisyonun distribütörde olması zaten yeterince üzücüydü. Üstüne üstlük, bu pozisyona 9 ay boyunca devam etmem gerektiğini söyledi (ben Ağustos’ta ABD’ye gidiyorum). Haftanın 5 günü çalışmak gerekirmiş. 9 ay sonunda ise full-time işe girme imkanı olduğunu söyledi.

Çok öfkeliyim. Hem de çok. Tamam. Nestlé ve L’Oreal , büyük şirketlersiniz. Prestijlisiniz. Ve insanlar sizin gibi şirketlere girebilmek için büyük çabalar sarf ediyorlar. Ama 9 aylık staj nedir ya? 9 aylık staj deyince bir oxymoron  oluyor ancak.

Bir yerde 9 aylık staj yaparsan, orada işçi olursun artık. İşçinin ise hakları vardır. Ücreti vardır. Sigortası vardır. İş güvencesi vardır. Ama stajyere bugün git desen, gider. Hiçbir hak talep edemez.

Şunu demek istiyorum:

Nestlé ve L’Oreal  gibi şirketlerin bu uzun dönem stajyer arayışlarının nedeni çok belli. Ucuz iş gücü. Masa başı amelesi. Hiç bir güvencesi olmayan genç beyinler – ve işyerine girebilmek için yırtınıyorlar. Nestlé ve L’Oreal  topluma faydaları olsun diye stajyer almıyorlar. Stajyerleri köle gibi görüyorlar adeta. Önceki yazımda da dediğim gibi: Modern kölelik.

Modern Kölelik

Dün L’Oreal’de staj görüşmesindeydim.  Matrix ürün grubu müdürü, Barbaros beyle görüştüm. Kurumsal Türkiye gerçekleriyle ilk defa tanıştığım bu görüşme beklediğim gibi geçmedi. Barbaros bey de bu konuda benle hemfikir olur zannediyorum.

L’Oreal büyük bir kurum. Uluslararası en büyük kozmetik firması. Birçok dünyaca tanınmış marka, süper satış rakamları, kariyer fırsatları… Henüz üniversitede olan ben için büyük bir şans!

Barbaros bey bana diyor ki, benim PM’lerim gece 12 lere kadar çalışıyor. Eğer staj yaparsan sen de 8-9’lara kadar çalışacaksın.

Kapının eşiğine ayağımı koyabilmek için, “Tabii 8-9 ne demek, ben de 12’lere kadar çalışırım” demem lazımdı. Ben ise working hard ve working smart arasındaki farktan bahsettim. Bana göre bir pazarlamacının performans kriteri günlük ofiste geçen vakit olmamalıydı. Günümüzde yapılan işlerin bir kömür madeninden kömür çıkarmak veya bir assembly line‘da sürekli aynı vidayı takmak gibi olmadığını söyledim. Yaptığımız işin aynı işi sürekli tekrarlamak değil, yeniyi, farklıyı bulmak olduğunu söyledim.

20. yüzyılın başlarında sanayi devrimiyle beraber, verimlilik kavramı hayatlarımıza girmişti. O zamanlar verimlilik, daha az malzemeyle, enerjiyle ve daha az vakitte, daha çok ürün elde etmekti. Bütün sınâi gelişmeler bunun üstüne kurulmuştur. Daha az inputla, daha çok output elde etmek.

2011 yılında, L’Oreal gibi bir firmadaki bir ürün grubu müdürünün coworkerlarına (worker değil, coworker) bu yaklaşımla yaklaşması beni çok rahatsız etti. Daha az girdiyle:

  • stajyer maaşı – bu arada hiç maaş konuşmadık bile
  • stajyerlerin çalıştıkları yerde hiçbir hukuki hakkı olmuyor İş Kanunu’na göre,

daha çok ürün elde etmeye çalışıyor:

  • 8-9’lara kadar çalışmalıymışım
  • okulun bitmesini beklemem gerekmiyormuş hemen başlamalıymışım
  • okul önemli değilmiş
  • başlarsam 11 ay devam etmem gerekiyormuş, vs.

Kısacası, bir stajyerle bir full-time çalışan açığını kapatmaya çalışıyor.

Günümüzde beyaz yakalı çalışanlara bir makine olarak bakmak büyük şirketlerin bir hatasıdır. Gece 12’lere kadar çalışan bir insanın verimli olabileceğine inanmıyorum. Çalışanları gece 12’lere kadar çalıştırmak müdürlerin övünç kaynağı olmamalıdır. Eğer bir işyerinde çalışanlar makine gibi görülüyorsa, ters giden bişeyler var demektir.