Royal Wedding

Royal wedding’i çok takip etmedim. Fazla da ilgimi çekmedi açıkçası. Zaten oturup da burada Kate Middleton’ın gelinliğinden bahsedecek değilim. Yada yurdum kızlarının “en gözde bekar elimizden kaçtı” yorumlu saçma sapan tweet’lerini de yermeyeceğim. Bu konuyla ilgili, Cüneyt Özdemir’in sürekli tweet ettiği dipnot.tv sayfalarından birinde (kraliyet düğünüyle ilgili haberde) bir kullanıcı yorumu gözüme çarptı. Okudum. Yazdıkları çok derinde kalmış düşüncelerimi hatırlattı bana. Böyle bir yazıyla bir haber sitesinin kullanıcı yorumları arasında görmek çok şaşırtıcıydı. Kim yazdı bilmiyorum. Ama “editör filozof” rumuzu kullanılmış. Büyük ihtimal görmeyecek ama buradan ona selamlar yolluyorum. İşte o yazı:

ziyaretci : Ne kadar ilginç… Dünyada demokrasi bu denli yaygınken, yine dünyanın 2 numaralı ülkesi İngiltere, eskiden kalan bir geleneğini 2011 yılına gelmişken PAZARLAYABİLİYOR. Tüm dünya ise dikkat kesilmiş, bu şatafatın içerisinde KENDİ’ne pay çıkarmaya çalışıyor. Bizim Osmanlı Saltantı’nın devam etmesini ise Yunanistan ya da Hristiyanlardan önce bizler yani Türk ve Müslümanlar ENGEL olmuştuk. Mustafa Kemal Atatürk’ü ve fikirlerini “doğru bir şekilde” ne kadar değerlendirebildik acaba? Ne kadar tarafsızdık? Şimdilerde ona söven ve küfreden insanlar, zaten bu konuda yanlılardı. Hizbullah liderleri ya da Humeyni’yi Atatürk’ten üstün (!) göreceklerdi. Görüyorlar da… Ancak biz Atatürk’ü sevenler… Onun liderliği ve büyüklüğü önünde saygıyla eğilenler… Bizler ne kadar yansızdık? Ne kadar akıllıca işler yaptık? Bugün Cemaatler ve demokratlar, aleviler ile sünniler arasındaki farkın “lezzetli” bir görüntüde olmamasının tek nedeni işte bu soruya vereceğimiz yanıtın ardında gizlidir. Can Dündar’ın Atatürk için çabaları işte bu nedenle yerinde ama eksiktir. Taha Akyol’un “Ama Hangi Atatürk?” adlı eseri de bu nedenle yerinde ama eksiktir… Keşke “Ama Hangi Atatürk?” diye Can Dündar bir kitap yazsa, “Mustafa” adlı belgesel eseri de Taha Akyol çekseydi. Her işimiz ters ve her işimiz eksik bizim… Osmanlı’yı İngiltere kadar kullanamamak… Radikal dindarlarımızın, Erbakan’ın ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki HAKLI isyanları… Ülkenin İran gibi bir “katakulliye” getirilmesinden endişe eden aydınlarımız ya da cemaat dışı kalanlarımızın da HAKLI isyanları… İKİ haklının arasında duran ve herhangi bir bilgisi olmayan halkımız… Bilgisi olmadığı halde FİKİR sahibi olmaya çabalaması… HAKLI bilgisiz ama fikirlilerimiz… Zor işimiz… Çok zor… Saygılarımla, Editör Filozof

Kaynak: http://www.dipnot.tv/6284/Kraliyet-dugununden-canli-yayin.aspx